Tarih boyunca, halklar uğruna mücadele edilen değerlerle kandırılmış, sömürülmüş ve soyulmuştur. “Allah” dediler, dinin samimiyetini istismar ederek halkın kaynaklarını yağmaladılar. “Atatürk” dediler, onun ilkelerine ihanet ederek ülkenin temel değerlerini yok ettiler. “Vatan” dediler, vatanın topraklarını rant uğruna pazarladılar. “Millet” dediler, halkın emeğini hiçe sayarak kendi çıkarlarını milletin üzerinde tuttular.
Ancak tüm bu süreçte gözden kaçan kritik bir gerçek var: Bu soygun düzenine izin veren, bireyler ya da gruplar değil, sistemin kendisidir.
Sistemin Rolü ve Halkın Gücü
Soygun düzeni, yalnızca kötü niyetli kişilerin varlığıyla değil, bunu mümkün kılan bir sistemin inşasıyla oluşur ve sürdürülür. Yetersiz denetim mekanizmaları, yozlaşmış hukuk düzeni, halkın iradesini temsil etmekten uzak bir siyasal yapı… İşte halkı soyulmaya açık hale getiren sistemin ana unsurları bunlardır.
Oysa tarih bize halkın gücünü doğru kanallarla harekete geçiren sistemlerin, adaletin ve refahın teminatı olduğunu göstermiştir. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, halkın iradesini merkeze alan ve toplumsal eşitliği önceleyen bir sistemdi. Ancak zamanla bu sistem yozlaşmış, halkı koruyan yapıların yerini rant odaklı düzenekler almıştır.
Çözüm,
Sistemi Değiştirmek:
Bugün yapılması gereken bellidir. Sistemi yeniden halkın lehine inşa etmek. Bunun için, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi yolsuzlukların önüne geçebilmek için şeffaflık ve hesap verebilirlik esas alınmalıdır.
Hukukun Üstünlüğü:
Adalet mekanizması, halkın haklarını koruyacak şekilde bağımsız ve tarafsız hale getirilmelidir.
Eğitim ve Bilinçlenme:
Halk, sömürüye karşı bilinçlendirilmeli, haklarını savunmayı öğrenmelidir.
Ekonomik Adalet:
Kaynakların adil bir şekilde paylaşılmasını sağlayacak politikalar geliştirilmelidir.
Atatürk İlkelerine Dönüş:
Atatürk’ün halkçı, eşitlikçi ve bilimsel yaklaşımı, günümüz koşullarına uyarlanarak yeniden hayata geçirilmelidir.
Halkın Rolü:
Unutulmamalıdır ki halk, yalnızca bu sistemin mağduru değil, aynı zamanda onun değişiminde en büyük aktördür. Sistemin halkın iradesine teslim edilmesi ve bu iradenin sağlam bir şekilde örgütlenmesi, soygun düzeninin sonunu getirecektir.
Bu çağrım yalnızca bugünün değil, yarının da soygunlardan uzak, adaletli ve özgür bir toplum düzenine ulaşması içindir.
Şimdi değişim zamanıdır. Sistemi değiştir, soyulmaktan kurtul!