Suay Karaman
Eşsiz liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Eğitim işlerinde mutlaka başarılı olmak gereklidir. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu surette olur” sözünü aklımızdan çıkardığımız için, bugün ülkemiz çok kötü yönetilmektedir. Ülkemizde laik ve bilimsel eğitim bitirilerek istilacı göç, hukuksuzluk, ekonomi, açlık, yoksulluk, işsizlik, yeraltı ve yerüstü zenginliklerin yok edilmesi, sanayi, tarım ve hayvancılığın bitirilmesi ve terör gibi sorunlarla uğraşılmaktadır.
Siyasi iktidarın tüm konularda olduğu gibi eğitim konusunda da başarısız olduğu bilinmektedir. Sorgulayan, düşünen, laik, çağdaş ve bilimsel eğitim yerine dini eğitim yapılarak ilerlenemeyeceği hatta geriye gidileceği bellidir. Ancak yönünü ortaçağ karanlığına çeviren siyasi iktidar, ideolojisiyle ve tek adam rejimiyle aydınlıktan kaçmaktadır.
Din ağırlıklı ve niteliksiz eğitim yüzünden öğrencilerin hem yurtiçindeki, hem de yurtdışındaki başarıları sürekli olarak düşmektedir. Bu durumu sayılarla anlatalım: Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (Program for International Student Assessment) olan PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından, üçer yıllık dönemler halinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendirmektedir. PISA 2022 ölçümlerine göre Türk öğrenciler 81 ülke arasında matematikte 39, fen alanında 34 ve okuma-anlama kategorilerinde 36. sıradadır. Bu sonuçlara göre Türkiye’nin sıralaması ortalamanın altındadır. Üniversiteye giriş sınavlarında matematik, fizik, kimya ve biyolojide yaklaşık %10 doğru yanıt verilirken, Türk dili ve edebiyatı sorularına ise yaklaşık %20 doğru yanıt verilmektedir.
2024 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) Temel Yeterlilik Testinde adayların doğru yanıt sayıları şöyledir: Türkçe 40 soruda 21,4; Sosyal Bilimler 20 soruda 9,0; Matematik 40 soruda 7,9; Fen Bilimleri 20 soruda 3,5. Sınavın ikinci aşaması olan Alan Yeterlilik Testinde adayların doğru yanıt sayıları şöyledir: Matematik 40 soruda 5,5; Fizik 14 soruda, 2,2; Kimya 13 soruda 1,5; Biyoloji 13 soruda 2,3; Türk Dili ve Edebiyatı 24 soruda 5,9; Tarih-1, 10 soruda 2,5; Tarih-2, 11 soruda 2,8; Coğrafya-1, 6 soruda 2,1; Coğrafya-2, 11 soruda 2,4; Felsefe Grubu 12 soruda 1,9; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 6 soruda 1,2; Yabancı dillerde 80 soruda Almanca 39,4; Arapça 27,9; Fransızca 46,3; İngilizce 35,6; Rusça 52,3.
Sayıları özetlersek 2024 Yükseköğretim Kurumları Sınavında Temel Yeterlilik Testinde 120 soruda doğru soru çözme ortalaması 41,8; Alan Yeterlilik Testinde ise 160 soruda 30,3 olmuştur Eğitimde başarı olarak sunulan bu sayılar, esas gerçekleri açıklamaktadır. 2024 yılında Yükseköğretim Kurumları Sınavına giren öğrenciler, AKP iktidarının 2012-2013 eğitim-öğretim yılında uygulamaya koyduğu 4+4+4 olarak adlandırılan düzenlemesinin ilk mezunlarıdır. Sistemin yetersizliği ortadadır ama bu başarı masallarıyla süslenmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın istatistiklerine göre, 12 yıl önce ilkokul birinci sınıfta toplam 1.870.715 öğrenci kayıtlıydı. 2024 yılında bu öğrencilerden 1.093.000 öğrenci Yükseköğretim Kurumları Sınavına girdi. Yani 4+4+4 sisteminin başladığı 2012-2013 yılından sonraki 12 yılda 777.715 öğrenci son sınıf düzeyinde Yükseköğretim Kurumları Sınavına girme aşamasına gelemedi. Bunun anlamı uygulanan eğitim modelinin çökmesidir, iflas etmesidir. Geçen 12 yıl boyunca öğretmen açığı, kalabalık sınıflar ve ikili eğitim sorunu çözülememiştir. Ama siyasi iktidarın hedefi dini ağırlıklı eğitim olunca, bunları görmek istememektedir.
Siyasi iktidarın 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren ısrarla uygulamaya koymak istediği Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile, dini eğitim ön plana çıkarılarak, eğitim sistemi tamamen bitirilecektir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli denen gerici sistemi ortadan kaldırmak için demokratik eylem hakkımızı sonuna kadar kullanmalıyız. Ülkemizin geleceğini düşünen herkes için eğitim en önemli sorun olmak zorundadır. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın laik, çağdaş, bilimsel ve nitelikli eğitim alma hakkına her ortamda sahip çıkmak zorundayız. Bunun için ne gerekiyorsa, örgütlü olarak yapma azim ve kararlılığında olmalıyız, zamanımız daralmaktadır.
Azim ve Karar, 5 Ağustos 2024