Suay Karaman
12 Eylül 1980 darbesi sonrasında toplumda çürüme başladı. Toplum bu kokuşmadan payını alırken, 6 Kasım 1981 tarihinde kurulan Yükseköğretim Kurumu (YÖK) ile üniversiteler de doğranmaya başlandı. Özellikle 1983 yılından sonra Turgut Özal yönetiminde toplumda etik değerlerdeki çözülme, ileri boyutlara vardı.
Bugün yükseköğretimde geldiğimiz nokta açıkça YÖK ürünüdür diyebiliriz; YÖK kurumuyla birlikte bilimsel ve çağdaş üniversite yok edildi. YÖK yasasıyla birlikte üniversitelerde toplu tasfiyeler başladı, özerklik tamamen ortadan kaldırıldı, yöneticiler atamayla getirilmeye başlandı. Üniversite harçları arttırılarak, eğitimin özelleştirilmesinin yolu açıldı. YÖK ile birlikte üniversitelerde suskunluk ve korku hüküm sürmeye başladı. YÖK yasasındaki anti demokratik hükümlerin bazıları, aradan geçen 43 yılda değiştirildi ama hala yasanın özü korunmaktadır. YÖK yasasının üniversiteler üzerindeki baskıcı havası kırılamamıştır ve üniversitelerimizin üzerinde balyoz gibi durmaktadır.
Bunca yıldır siyasi iktidarlar YÖK’ü kaldırmak için söz vermelerine karşın, YÖK aynen yerinde durmaktadır. Siyasi iktidarlar YÖK’ü kendi çıkarları için kullanmaktan çekinmemişlerdir. YÖK’ü kaldıracağını ya da değiştireceğini söyleyen hükümetler, sisteme uyarak, zamanla YÖK’ü de kendilerine bağımlı duruma getirmişlerdir. Günümüzde üniversiteler tarikatların kucağına oturtulmuştur.
Üniversitelerde eğitim ticarileştirilerek her kente açılan niteliksiz üniversiteler, ilçelere açılan meslek yüksekokulları ve birçoğu niteliksiz özel üniversiteler sayesinde eğitim yok edilerek, etik değerler de tarihe karıştırıldı.
Günümüzde akademik unvanların liyakatsiz olarak dağıtıldığı, soru çalınarak ya da verilerek sınavda başarılı gözükenlerle doldurulan kadrolar, çürümenin kanıtıdır. Hiç olmayan diplomaların yanında, geçerliliği olmayan diplomalar da ortaya çıkmaktadır. Yurt dışında sahte ya da denkliği kabul edilmeyen üniversitelerden alındığı söylenen diplomalarla, yandaşlar kamu kurumlarına atanmaktadırlar.
AKP genel başkanı Tayyip Erdoğan’ın 4 yıllık yüksek öğretim diploması ortada yoktur ancak buna karşın devletin en üst kademesinde görev yapmaktadır. Tayyip Erdoğan, 31 Mayıs 1973 tarihinde İstanbul İmam Hatip Lisesi’ni bitirmiştir. Hemen ardından 6 Ekim 1973 tarihinde fark dersleri vererek, Eyüp Lisesi’nden de diploma almıştır. Hâlbuki Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre düzenlenen yönetmelik gereğince fark dersleri vermek ancak 1976-1977 öğretim yılında başlamıştır. 1981 yılı Şubat ayında Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksekokulu’nu bitirmesine karşın, 1982 yılında kurulan Marmara Üniversitesi ve 1983 yılında kurulan İktisadi İdari Bilimler Fakültesi diploma sureti verilmiştir. Bu konu bugüne kadar açıklığa kavuşturulamamıştır.
2023 Mart ayında YÖK eski başkanı ve eski büyükelçi Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan diploma konusunda açıklama yaparak Tayyip Erdoğan’ın diploması hakkında görevdeyken araştırma yaptığını ama hiçbir belgeye rastlamadığını bildirmiştir.
İstanbul Anakent Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 1987 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde önce Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’ne kayıt oluyor. Bir yıl sonra ‘University College of Northern Cyprus’ (UCNC) adlı üniversiteye (Washington Southeastern Üniversitesi Girne Kampüsü olarak biliniyor) para vererek, sınavsız olarak kayıt oluyor. 1990 yılında UCNC adlı üniversiteden İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü’ne yatay geçiş yapıyor. YÖK, 1990 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki üniversitelerin denkliğini tanımıyordu ve özel üniversitelerden devlet üniversitelerine geçiş de yapılamıyordu. Yatay geçiş yapacak öğrencinin ÖSYM puanı, geçeceği programa en düşük puanla giren öğrenciden az olmaması koşulu bulunuyordu. Bunların yanında yatay geçiş için en az 70 not ortalaması gerekiyordu.
KKTC’de YÖK’ün benzeri bir kuruluş olan YÖDAK, 1993 yılında kuruldu. Öncesinde böyle bir kurum olmadığı için YÖK, KKTC’deki üniversiteleri tanımıyordu. University College of Northern Cyprus, 1993 yılında Girne Amerikan Üniversitesi adını aldı. Girne Amerikan Üniversitesi’nin denkliği 1993-1994 döneminde YÖK tarafından kabul edildi. Bu tarihten önce denklik olmadığı için, diğer kriterler tutsa bile, yatay geçiş yapılması mümkün değildir.
Tüm bu nedenlere bağlı olarak 1990 yılındaki University College of Northern Cyprus’daki denklik süreci baştan yanlıştır; yatay geçiş hukuki değildir ve ortada kimlerin yaptığı henüz belli olmayan ya da ortaya çıkarılamayan sahtekârlık vardır. Diploma konusunda daha bunlara benzer pek çok yolsuzluk, sahtekârlık vardır ama mutlaka zamanla ortaya çıkacaktır.
Türkiye’de toplum ve kurumlar çürüdüğü için ahlaksızlık alıp başını gitmiş durumdadır. Sahte diplomaların bol olduğu ülkemizde Fethullah Gülen cemaati ile kol kola olanların, sınavlardaki yolsuzluklarla bir yerlere getirildikleri, hak etmeden üniversitelerde akademik unvan aldıkları, kamu kurumlarında yöneticilik yaptıkları bilinmektedir. Ama şu anda bunları araştıracak bir hukuk düzenimiz yoktur. Ancak umudumuzu yitirmeyeceğiz, günü gelince yapılan tüm bu sahtekârlıklar ortaya çıkarılacak ve gerekli cezalar verilecektir.
Ülkemizin yönü Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yoludur. Özerk üniversitelerle, özgür kurumlarla, aydınlık insanlarla laik ve demokratik cumhuriyetimizde huzur içinde yaşayacağımız günlere doğru ilerlememizin zamanı bizleri beklemektedir. Çağdaş toplumun gereği budur. Bunun için güçlerimizi birleştirip, örgütlü olarak demokratik yollardan mücadele etmek zorunluluğumuz bulunmaktadır.
Azim ve Karar, 4 Kasım 2024