Demokrasi mi? Güç Oyunları mı?
Sistem sana “konuş” diyor, ama aslında “sus” demek istiyor. Çünkü konuşmak, ikna etmek ve tartışmak sadece güçsüzlerin silahıdır. Gerçek gücü elinde tutanlar, konuşarak değil, sahip oldukları imkânlarla ilerliyor. Sen ise oyunun bir parçası olmaya zorlanıyorsun.
Partiler, fikir üreterek değil, güç kullanarak yükseliyor. Güçleri, sahip oldukları medya, finans ve bürokratik ağlarla besleniyor. Ve sen, her seçimde onlara meşruiyet vererek bu gücü ellerinde tutmalarını sağlıyorsun. Sandığa gittiğinde, aslında kendi iradeni değil, onların sana sunduğu seçeneklerden birini seçiyorsun. Gerçek karar hakkın yok, çünkü gerçek iktidar senin elinde değil.
Sonra sanıyorsun ki demokrasi… Oysa bu bir yanılsama. Sen sadece oy veriyorsun, onlar ise sistemin tüm iplerini elinde tutarak sana ne düşüneceğini, nasıl davranacağını dikte ediyor. Çünkü eğer senin de o gücün olsaydı, konuşmak yerine harekete geçerdin. O zaman masalar devrilir, sokaklar karar alır, gerçek değişim başlardı. İşte tam da bu yüzden, seni susturmanın en iyi yolu “konuşma hakkı” vermek. Konuştukça pasifleşiyor, hareket etmekten uzaklaşıyorsun.
Gerçek değişim, sözlerle değil, eylemlerle gelir. Tarih boyunca hiçbir büyük dönüşüm, sadece konuşarak gerçekleşmedi. Gücü gerçekten halkın eline almak istiyorsan, onun sadece bir oy pusulası olmadığını, bir irade ve eylem gücü olduğunu hatırlamak zorundasın. Yoksa, partiler konuşmaya devam ederken, sen sadece dinleyen olmaya devam edeceksin.
EN GÜZEL ÖRNEK PKK SİLAH BIRAKSIN, içimize yerleşsin. Adına da BARIŞ DENSİN!
Fuat YEŞİLKAYA