Bugün gerçekte kaybettiğimiz Cumhuriyetimizin kuruluşunun 101. yılıdır. Cumhuriyet kutlamalarını görmeden romantik bir paylaşım yapmak istemedim. Gerçekte Cumhuriyetimize sahip çıkamadık. T.C. Devletinin yönetimi, tek adam rejimi olan bir monarşiye evrildi.
Önce T.C. tabelalarını indirdiler. Milli bayramlarımızı yasakladılar. T.C. Devletinin yaptığı fabrikaları ya sattılar, ya da kapattılar. Atatürk adı yazan stadyum, havaalanı vb. yerleri ya yok ettiler. Ya da yenisini yapıp Atatürk adından kurtuldular.
Amaç; Cumhuriyete ait ne varsa yok ederek Cumhuriyetin hafızasını silmek, yeni nesle Cumhuriyetin hiçbir hizmeti olmadığına inandırmaktı.
Bu basit bir savaş değildir. Bu savaş Kurtuluş Savaşından bu yana devam ediyor. İktidarı ele geçirenler BU SAVAŞI devlet gücünü kullanarak devam ettiriyor. Cumhuriyet kurumları bu savaş nedeniyle çökertildi. Mr. Şimşek Londra tefecilerinin paralarını ödemeye odaklanmış, Türk halkına zırnık koklatmıyor. Türk halkı bilerek fakirleştirildi. Amaç düşünmesini engellemek, mücadele gücünü kırmaktır.
Tarım ve hayvancılık bilerek bitirildi. Bir kalkışma olursa, ithalatı durduracaklar. Halk aç kalacaktır. T.C. Devleti düşmanları aç kalan halkı teslim alacaktır. ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ne demişti?
“Petrolü kontrol ederseniz ülkeyi kontrol edersiniz, tohumları kontrol ederseniz gıdayı kontrol edersiniz. Ve gıdayı kontrol eden, insanları da kontrol eder.”
Demek ki fikir de ABD’den ithal…
*** *** ***
Ülkeyi öyle bir çökerttiler ki, ne güvenlik kaldı, ne yaşam hakkı…
Emperyalist ülkelerin kapitalist şirketleri ülkemizin yeraltı ve yerüstü kaynaklarına çöktü. Korkunç bir vahşetle ülkemiz yağmalanıyor. Biz bu yağmayı Irak, Suriye, Libya işgalinde gördük. O zaman biz SAVAŞMADAN İŞGAL EDİLDİK DEMEKTİR!
Bu gerçeği biran önce idrak etmek zorundayız. Artvin’de bir vatandaşımız doğa katliamına karşı çıktığı için için şirket elemanı tarafından öldürüldü. Bana göre vatan savunmasında iç düşman tarafından şehit edildi.. Not edelim; “Bir gün vatanımızı geri alırsak, şehit edildiği yere anıtı dikilmelidir.
Antalya’da TORAÇDER(Akdeniz Kıyıları Çevre Koruma Derneği) kurucularından olan Ayşin ve Ali Büyüknohutçu yerleştikleri yayla evinin yakınındaki doğaya zarar veren taş ocağı ile mücadele ediyordu. Çift taş ocaklarına karşı açtıkları bazı davaları kazandıktan sonra öldürüldü.
Kesilmesin diye zeytin ağacına sarılan 70 yaşın üzerindeki bir ANA KADININ resmi, bu dönemin önemli bir simgesidir.
Türk askerini-polisini, Türk çocuklarını;
Dağını, ormanını, bahçelerini, ağaçlarını korumak için mücadele eden halkın üzerine salınıyor. Askerin görevi vatanı savunmak olduğu halde, ağaçlar, sular, dağlar, ormanlar üzerinden vatanını savunan halkın üzerine gidip, zaman zaman darp etmesi acı bir ironidir.
*** **** ***
Bütün yaşadıklarımızdan aldığımız önemli ders şudur:
T.C. Devletini yaşatmanın, kurtarmanın tek yolu Atatürk ilkelerinde birleşmektir.
Bugün illerimiz ve ilçelerimizdeki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını izledim. Anıtkabir’e akan Türk Halkını izledim.
Eski resmi kutlamalardan çok farklı bir ruh vardı. Türk Milleti Atatürk ve kurduğu devleti yok etmeye çalışan Kuva-yi İnzibatiye’nin(Kuvayi Milliye Ordusuna karşı kurulan saray ve İngiliz ordusu) torunlarına bir cevap verdi. Meydanlara akarak, devletine-Cumhuriyete sahip çıktı.
Hilafetçilere, Atatürk düşmanlarına, kendilerine vatandaş ithal eden BOP’çulara;
Yediden yetmişe Cumhuriyet Bayramımızı kutlamak için koşanların tokat gibi bir cevabıdır bu meydanlar.
Başarmamak için hiçbir neden yok. Yeter ki bu enerjiyi soğurtmalarına izin vermeyelim.
Kaybettiğimiz Cumhuriyetimizi ve devletimizi geri almak azim ve kararlılığı ile;
Cumhuriyetimizin 101. yılı kutlu olsun.
Ne Mutlu Türküm Diyene.
Zahide UÇAR
29 Ekim 2024