Yalanistan / Zahide UÇAR

YALANİSTAN

20 gün il dışına çıktım. İnternet yok, haber yok. Kafayı dinledim. 20 gün içinde;

Yalanistan Ülkesinin aşır-istan bölgesinin rüşvetistan mahallesinde, cinayet sokak, terör apartmanında hayat nasıl acaba diye merak edecek oldum… Normal, sıradan bir ülkede 20 yılda yaşanacak olaylar Yalanistan Sultanlığında 20 günde oluvermişti.

Sen-ben diye diye, karanlık güçler “sen” dedikleri bir savcıyı adalete muhtaç bir sarayda katletti. Fenerbahçe oyuncuları otobüsle birlikte kurşunlara hedef oldu. Otobüs şoförü yaralandı.

Ülke karartıldı. Ülkenin bütün elektrik santrallerine kedi mi girdi diye düşünürken, kediler;

“Mart ayı nedeniyle başka işlerle meşgul olduğumuzdan damdan aşağı inemedik. Kesintiden biz mesul değiliz” dediler…. Santrallere hayaletlerin girme ihtimaline karşılık samursak asmayı teklif ettik(!)…

Emniyet’e saldırdılar…. Emniyet personeli kendi emniyetini sağlayamadığı için bunalıma girdi. Psikolojik yardım almak için yanlışlıkla Haydar Dümen’e gidince, Haydar Dümen iktidarsızlık teşhisi koyduğu ekibe fındık-fıstık yemelerini tavsiye etti…

Mecliste bulunan 4 tiyatro grubu 7 Haziran sonrası sahneye çıkaracağı oyuncuları belirledi. Altı oku kırıp şömineye atan grup ile dokuz ışığı patlatan grup, yalanistan ülkesindeki talanistan grubunu fazla eleştirenleri yeni dönemde sahneye çıkarmama kararı aldı. “Yalanistan değişsin, Onuristan olsun. Biz de şeref mahallesinde oturalım” diyenleri şutladı. Küresel sisteme monte edilecek uyumlu aparatları bulup, yeni sahne oyuncularını seçmiş oldu…

Ankara’nın fırdöndüsü ile Manisa’nın zırdöndüsü birbirine girdi. Ağız dalaşından sonra birinin karnı şişti. Diğeri ise gaz çıkardı. Mahalleyi kokuttu.

GDO’lu Gül hala Huber köşkünü işgal etmeye devam ediyor.

Kısacası; Yalanistan Ülkesinde her şey aynı…

Aşiristan bölgesinde aşırmaya devam ediliyor….

Rüşvetistan bölgesinden bavul ile para kaçırma operasyonu İngiliz gümrüğüne takılmış.

Cinayet sokakta bir yiğit öldürüldü. FTÖ ve RTÖ terör örgütünün birlikte işledikleri cinayet neticesinde Kıbrıs Kahramanı şerefli bir subayımız, Muzaffer Tekin hayata gözlerini yumdu. Nemrut Mustafa Divan’ı bir Boğazlıyan Kaymakamını daha asarak şehit etti.

Balyozun sapı kırıldı, birilerinin kıçına geçti.

Başından beri Ergenekon ve türevi davaların kumpas olduğunu yazan bizler sustuk, şimdi “yargıya saygılıyız” diyenler “askere kumpas beraatle sonuçlandı” diye bayram ediyor. Bunlar da cinayet sokakta tecavüz edildikten sonra öldürülen Adalet hanımın kırılmış terazisine saygısını sunan salak ve salağa yatanlar takımı işte… Artık biz sustuk, onlar “dün dündür” deyip Balyoz esirlerine güzelleme yapıyor.

A be salak, sen başında tavrını koysaydın, kumpas bu kadar cahil cesareti bulabilir miydi? diye soramıyorsunuz tabii…

“Sormamış olduk değil mi(!!)?..”

Yalanistan Cumhuriyetinden, günah işleme özgürlüğü isteyen yavşaklardan, şeytanın elçisine “hoş geldin Allah’ın elçisi” diye hitap eden münafıklardan kurtulmak umuduyla;

Umut mahallesinden, direniş sokaktan selamlar…

Zahide UÇAR, 10 Nisan 2015

Bunlara da bir göz atın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir